4 Kasım 2013 Pazartesi

her rüyanın tabiri yapılmalı mıdır?


Dinimiz İslâm'a göre rüyalar üç çeşittir ve her çeşidin de rüya tabiri yapılmamalıdır.

1- Salih (Rahmani) rüya,2- Şeytanî rüya,
3- Nefsani rüya: İnsanın yaşadığı veya etkilendiği olaylardan kaynaklanma sonucu görülen rüya.


Salih rüyalar, rüya tabirleri yapılması uygun olan, anlamlarını araştırabileceğimiz rüyalardır. Bu tarz rüya görmek herkese nasip olmamakla birlikte bazı insanlar bu konuda kısmetlidirler. Bu tür rüya gördüğünüzde rüya yorumları için buraya bakabilirsiniz. Bu rüyaları görebilen insanların nasiplerinin nedenlerini burada tartışmak bize düşmez, ancak onların gördükleri rüyaların anlamları vaki olacak olan şeyleri olmadan önce idrak etmekten ibarettir. Peygamber (sav) efendimiz salih rüyalarla ilgili şöyle buyurur: Müminlerin rüya nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür. Rahmanî rüyalar, ya doğrudan doğruya Allah tarafından veya melek vasıtasıyla kalbe yansıyan ve gaybî manaları taşıyan rüyalardır. Bizim asıl olarak üzerinde durmamız lazım gelen, ve rüya tabiri yapılabilecek olanlar Rahmanî rüyalardır. Bu tür rüyalara "sadık rüya" veya "salih rüya" da denilmektedir.


Şeytanî rüya insanı korkutup, üzüntüden üzüntüye sevk etmek için uyku halinde insanın kalbine verdiği sıkıntıdan ibarettir. Peygamber (sav) şöyle buyurur: Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir.


Nefsanî rüya, ya geçmişe dair hatıraların, yaşadığı ve etkilendiği olayların veya kişinin çok istediği veya hayal ettiği şeylerin görülmesidir.  İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan bu rüyaları insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (sav) bir hadiste şöyle buyurur: Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya. 


Sonuç olarak rüyalar, salih; şeytani ve nefsani olabilirler. Bu sebeple gördüğümüz rüyanın hangi sınıfta olduğunu iyi belirlemek gerekir. 




rüya görmek nasıl olur


Uykumuzda beynimiz dış ortamla tüm ilişkisini keser, tam bir dinlenme haline geçer. Uyurken aslında 5 farklı uyku bölümlerinden geçeriz. İlk 2-3 saat hafif uyku dediğimiz, dış uyarıcılara açık olduğumuz bir evreyi geçiririz. Bu süreçte aniden uyandığınızda rüya gördüğünüzü zannedebilir ve hatta gördüğünüz rüyaları hatırlayabilirsiniz. Ancak bu tür rüyaların rüya tabirleri yapılması bizce doğru değildir, çünkü rüya yorumları ve tabirleri yapılabilinecek manadaki rüyalar uykunun son safhasında, yani REM bölümünde görülmektedir. Bilim adamları ilk aşamada görülenlerin aslında rüya değil, sadece beynimizin bu geçiş evresine adapte olurken oluşturduğu hayaller olduğu sonucuna varmışlar. 

Bilimsel sonuçlara göre birkaç saatlik hafif uyku evresinden sonra derin uyku bölümüne geçeriz. Uykumuzun büyük bölümünde, yani ilk 4 bölümünde derin ve hafif uyku aşamalarına sürekli geçişler olur. Ancak bu aşamalarda rüya görmeyiz. Rüya görmek için uykunun son aşaması denilen, REM bölümünde olmak gerekir. Bu da ortalama 8 saat uyuyan bir insanın uykusunun sadece 1.5 saati boyunca rüya gördüğü anlamına gelir. REM uykusu, son bölüm olduğundan çoğumuzun dahil olduğu gece uyuyan populasyonlarda genellikle sabaha karşıdır. Bu yüzden rüyalarımızı daha çok sabaha karşı görürüz. REM uykusunda birden fazla rüya görmek ve alakasız olayları, kişileri ve nesneleri aynı rüyada görmek mümkündür. Bilinen diğer bir gerçek ise her rüyanın uzunluğu 5 ile 45 dk arasında değişmektedir. 

Bilim adamları gözümüzün saniyede en az 16 resim algıladığını, rüya görürken de bunun böyle olduğunu, ama bizim bu resimleri algılamamızda bir bütünlük olmadığını yakın geçmişte kanıtladılar. Çoğu zaman görülen bu görüntülerin büyük bir kısmı ayrıntısal olarak belleğimizde kaldığını ve bilinçli olarak görmek olarak algılamadığımızı söylemektedirler. Biz her ne kadar fark etmesek de bu görüntülerin tamamı beynimize yerleştirilmiştir ve uyurken büyük beynin üzerindeki kontrol kalktığından, bu görüntüler birbiriyle alakalı veya alakasız bir şekilde, yani rastgele bir araya getirilir. Bu yüzden çoğu zaman rüyalarımızın içeriğini o gün başımızdan geçen olaylar ve özellikle bizi çok etkileyen konular oluşturur. Bazı durumlarda, büyük beynin duyu merkezlerinde meydana gelen çeşitli bozukluklardan dolayı, uyanık halde iken rüya benzeri görüntüler (hayal) görülebilir, ancak bizler bu durumu rüyada hayal görmek değil,  'halüsinasyon' olarak da adlandırırız.